DİSLEKSİ NEDİR?

03.10.2023 11:05

Çocukların büyük bir çoğunluğu birinci sınıfa başladıktan sonra  3-4 ay içinde okuma-yazmaya başlar ve bu beceriyi kısa süre içinde geliştirirler. Doğal olarak, anne-baba olarak bizlerin beklentisi de budur. Ama maalesef okula yeni başlayan çocukların yaklaşık %10’u diğerleri kadar şanslı değildir. Onlar için okul kısa sürede kabusa dönüşür. Bu sıkıntı önlem alınmazsa bütün eğitim hayatı boyunca devam eder.

 
Herhangi bir zihinsel sorunu, duyma ve görme engeli olmayan bir öğrenci okuma yazmada zorluk çekiyorsa ilk akla gelmesi gereken sorun Disleksi olmalıdır. İlk kez 1881 yılında tanımlanan bu bozukluk, Dünya Nöroloji Federasyonu tarafından “ geleneksel eğitim ortamında, yeterli zekaya ve sosyokültürel fırsata sahip olmasına rağmen, okumayı öğrenme güçlüğü ile kendini gösteren bir bozukluk” olarak tanımlamıştır.
 
En geniş anlamıyla disleksi, akıcı okuma ve okuduğunu anlama sorunuyla kendisini gösteren nörolojik temelli bir öğrenme güçlüğüdür. Disleksinin temelinde sesleri farketme, çözümleme, harfe dönüştürme, işitsel kısa süreli bellek ve hızlı isimlendirme sorunları vardır. Disleksi, görme işitme problemlerinden kaynaklanan ve nörolojik olmayan okuma güçlüğünden ya da yetersiz öğretim ortamından kaynaklanan okuma güçlüğünden farklıdır.

Disleksi, zihinsel bir yetersizlik değildir ve zeka ile ilişkisi yoktur. Hatta zeka düzeyi çok yüksek çocuklarda da görülmektedir. Disleksiklerin zeka düzeyleri  düşük olmadığı gibi özel yeteneklere de sahip olabilirler. İzafiyet teorisini ortaya koyan Albert Einstein,  Rönesans döneminin büyük mimar, heykeltraş ve ressam Leonardo da Vinci'nin disleksi olduğu söylenmektedir. Ayrıca, sinema oyuncusu Tom Cruise, şarkıcı ve sinema oyuncusu Cher ve ünlü aşçı ve televizyon yapımcısı Jamie Oliver disleksi sorunu olan ünlüler arasındadır.

Disleksinin nedenleri

Disleksi doğuştan gelen gelişimsel ve travmaya bağlı disleksi olarak ikiye ayrılır. Doğuştan gelen disleksi kalıtsal olabileceği gibi, doğum öncesi, doğum sırasında ve doğum sonrası komplikasyonlara bağlı olarak da gelişebilir.

Günümüzde, çeşitli kuramlar ve varsayımlar olmasına rağmen, disleksinin nedeni ve  tedavi yolu bilinmemektedir. Bu nedenle, çocuğumuz disleksi ise, neden disleksi olduğuna takılmayıp, bundan sonra ne yapmalıyız sorusu üzerine odaklanılmalıdır.  

Disleksinin Belirtileri

Dislekside erken tanı, hem çocuğun okuma becerisinin geliştirilmesi hem de gelecekte alacakları eğitimin nasıl olması gerektiğini belirlemek açısından çok önemlidir. Son yıllarda yapılan araştırmalar, erken eğitim desteğinin, özellikle okumanın akıcılığının arttırılmasında önemli rol oynadığını göstermektedir. Bu nedenle ailelerin, çocuğun okuma performansını izlemelerinde büyük yarar vardır. Aşağıda okul kademelerine göre başlıca disleksi belirtileri yer almaktadır.

Okul Öncesi Dönemde Gözlenen  Belirtiler

Bir çocukta disleksi tanısının konması okul öncesinde gözlemek biraz güçtür. Ancak aşağıdaki yetersizlikler disleksinin işaretleri olabilir.

  • Konuşmada gecikme
  • Yeni sözcükleri yavaş öğrenme.
  • Konuşurken anlama en uygun kelimeyi seçmede zorluk.
  • Kafiyeli sözcükleri öğrenmede güçlük
  • Harfleri tanımada güçlük
  • Yön (yukarı, aşağı gibi) ve zaman (önce, sonra, dün, yarın gibi) kavramları konusunda sorunlar.

İlköğretimin Başında Gözlenen Belirtiler

  • Alfabedeki harf dizinini öğrenmede güçlük
  • Seslerin karşılığı olan harfleri bulmada güçlük.
  • Kafiyeli sözcük üretmede ve sözcüğü oluşturan harfleri söylemede güçlük.
  • Hecelemede güçlük.
  • Sözcükleri, nesne ve kavram isimlerini hatırlamada güçlük.
  • Yazılı sözcükleri seslendirmede güçlük
  • Bir sözcükteki benzer sesleri ayırtetmede güçlük ve seslerin yerini değiştirme (Ör: Ekşi/eşki) .
  • Yazılı kelimeleri öğrenme ve hatırlamada zorluk.
  • Okurken kelime, satır atlama ve/ya da sözcüklerin sonuna ek ekleme ve ekleri okumama.
  • Yazı yazmada zorluk. Yazarken harf atlama ya da yanlış harf kullanma.
İlköğretim İkinci kademedeki belirtiler
Bazen okuma yazmayı çözen çocuklarda disleksi farkedilmez. Oysa etkisi devam etmektedir. Bu çocuklarda, 5. 6. sınıfa geldiklerinde ise;
  • Yavaş ya da yanlış okuma
  • Yazıda çok sayıda imla hatası (Cümle sonlarına nokta koymama, cümle başında büyük harf kullanmama, vb.
  • Sesli okumada güçlük, sözcükleri yanlış sırayla okuma, kelime atlama yada sözcüye takı ekleme
  • Sözcüklerin doğru anlamını bílmeme.
  • Çok kullanılmayan sözcükleri okuma ya da telafuz etmede güçlük gibi sorunlar ortaya çıkmaktadır.

 Disleksiye eşlik eden diğer öğrenme güçlükleri

 Disleksi tek başına var olduğu zaman, tanısı  ve   çocuğun sorunları ile baş etmesi daha kolaydır.

Ancak,  çoğu zaman disleksiye birçok öğrenme güçlüğü eşlik edebilmektedir. Bu nedenle bazı kaynaklar  bu farklı güçlüklerin belirtilerini de Disleksi belirtisi olarak göstermektedir. Disleksi diğer öğrenme güçlükleri ile birleştiğinde çok ciddi bir sorun haline gelmektedir. Bazen de diğer öğrenme güçlükleri ile karıştırılmaktadır.  Bunların başlıcaları aşağıda açıklanmaktadır.

Yazma Bozukluğu  (Disgraphia) : Bu öğrenme güçlüğü el göz koordinasyonundaki bozukluk nedeniyle ortaya çıkan yazma güçlüğüdür. Yazma bozukluğu olan çocuklar  hem yazma sürecinde çok yorulup güçlük çeker hem de yazıları okunaksızdır.

Dikkat Eksikliği Hiperaktivite Bozukluğu (DEHB):  Disleksiklerin yaklaşık %12-%24’ünde aynı zamanda Dikkat Eksikliği ve Hiperaktivite Bozukluğu(DEHB) da görülür. Bu durumda tanısı daha kolay olduğu için çocuğa DEHB tanısı konur ve disleksi fark edilmeyebilir. Bu çocuğa DEHB tedavisi uygulanması okuma sorununu çözmez. Ayrıca iki güçlük birlikte olduğu zaman okuma öğretimi  güçleşir.  

Disleksliklerin Eğitim Sürecinde Karşılaştıkları Sorunlar

Ülkemizde sadece disleksik olan çocuklar, Türkçe’nin yapısından ötürü (ses sayısının az olması ve her sesin bir karakterle temsil edilmesi) geç de olsa okuma-yazmayı çözebilirler. Ancak yaşıtlarından daha yavaş ve bazı sözükleri yanlış okumaları gözden kaçar. Bu yetersizlikleri; hız, uzun okuma ve yazma gerektiren sınavlarda başarısız olmalarına neden olur. Bazen de yaptıkları imla hataları, kötü yazıları nedeniyle öğretmenleri tarafından cezalandırılırlar. Çoktan seçmeli sınavlarda göreli olarak daha başarılı olmalarına karşın, soru kökünü yanlış okuma, sözcük atlama gibi nedenlerle yanlış seçeneklere yönelebilirler. 

 

Bu çocuklar, sembollerle ilgili problemler  yaşadıkları için, matematik dersindeki sembolik göstergeler ve kavramları algılamakta da güçlük çekerler. Ayrıca ezberleme güçlüğü yaşadıkları için sayıları sırasıyla düz ve ters sayma, basit toplama işlemlerin sonucunu hızlı söyleme, çarpım tablosunu hatırlama gibi becerilerde de zorluk çekerek  matematik dersinde de başarısız olurlar.

 Disleksiklerin ezberleme güçlüğü, dil bilgisi kurallarını öğrenmede sorun yaşamalarına neden olur. Bu durum yabancı dil öğrenmelerini de güçleştirir.   

Disleksiyle Başetmede  Çevre ve Eğitimin Rolü

Yapılan araştırmalar, eğitim düzeyi yüksek anne-baba ve nitelikli öğretmen gibi çevresel etmenlerin erken tanıyı ve  çocukların  sorunlarıyla başa çıkmalarını kolaylaştırdığını göstermektedir.

Aileler, öğrenme güçlüğü çeken çocuklarına karşı zorlayıcı davranmamalı, yardım ederken sinirlenmemeli, çocuğun anlayamadığı  konuları gerekirse defalarca tekrar etmelidirler. Bu çocukların istemedikleri için okumadıklarına inanmak en büyük yanlıştır. Onlar okuyamadıkları için okumak istememektedirler. Böyle bir davranış, sorunu daha da büyütür. Çocuk aile ile iletişimi keser ve kaygı düzeyi yükselir. Bu nedenle anne babalar yeterli sabıra ve öğretme becerisine sahip değilse mutlaka uzman yardımı almalıdır. Unutulmamalı ki disleksik çocukların akıcı ve doğru okumaları uzun süreli okuma eğitimi ile mümkündür.

 DİSLEKSİ HAKKINDA DOĞRU BİLİNEN YANLIŞLAR

Zeka ve okuma becerisi arasında ilişki vardır. Bu nedenle okuyamayan kişiler zeki olamaz:

Okuma yazma  aslında kolay edinilen bir  beceridir. Eğitilebilir düzeyde zekaya sahip bireyler okuma yazma öğrenebilir. Disleksi ortalama zekaya sahip olan çocukların yanı sıra üstün zekalı çocuklarda da görülebilen bir bozukluktur. Tarih boyunca birçok dahinin disleksi olduğu bilinmektedir.

Disleksi olanlar okumayı öğrenemez.

Disleksi okuma güçlüğü olmakla birlikte yoğun bir eğitim programıyla disleksik çocukların okumayı öğrenmeleri mümkündür.

Disleksi nadiren görülür.

Disleksi tanısı zor olan bir bozukluk olduğu için bir çok insan disleksi olduğunu bilmeden yaşamaktadır. Yurt dışında yapılan araştırmalar disleksikleri nüfusun %3-%10 arasında olduğunu göstermektedir.

Disleksi tanısı koymak mümkün değildir.

Çocuğun okuma yazma becerileri ölçülerek  disleksi tanısı koymak mümkündir.

Disleksi tıbbi bir tanıdır. Disleksi tıbbi olarak tedavi edilebilir.

Disleksi tanısı koymak için herhangi bir tıbbi değerlendirmeye ihtiyaç yoktur. Disleksi tanısı, çocuğun okuma becerisinin ölçülmesi ile konulur. Bu da doktorların uzmanlık alanı değildir. Disleksi bir hastalık değildir. Tıbbi tedavisi, ilacı yoktur.

Erken dönemde görülen okuma yazma güçlükleri zamanla geçer.Bu sadece gelişimsel bir geriliktir. Disleksi yaş büyüdükçe   geçer.

Disleksi kendi kendine zamanla geçmez. Ancak disleksikler zamanla bu sorunla başa çıkabilmeyi öğrenirler.

Disleksisi olan çocuklara sınıf tekrarı yaptırmak sorunu çözer.

Araştırmalar, disleksikler de dahil olmak üzere, sınıf tekrarının çocuğun akademik başarısına hiç bir katkı sağlamadığını göstermektedir.

Disleksi görsel bir sorundur. Tüm disleksi çocuklarda görsel mekansal algı sorunu vardır. Disleksi olan kişiler harfleri ters görürler.

Yapılan araştırmalar, disleksiklerin görme sorunları olmadığını ortaya koymuştur. Hatta yaygın inanışın aksine disleksikler "b","d" gibi harfleri ters görmezler. Görsel-mekansal algı sorunları disleksiye eşlik edebilir ancak her disleksik çocuk görsel-mekansal algı sorunu yaşamamaktadır.